İki Elli Savaşçı
Dağlardaki Koji’nin küçük köyü, yemyeşil ormanlar, dalgalı tepeler ve vadiden kıvrılarak geçen kristal berraklığında dereler ile eşsiz güzellikte bir yerdi. Hava ferahlatıcı ve tazeydi ve doğanın sesleri köylüleri çevreleyerek günlük rutinleri için rahatlatıcı bir ortam yaratıyordu. Koji, anne babası ve küçük kız kardeşiyle birlikte sade ama rahat bir evde yaşıyordu. Ailesi köyde nezaketleri ve cömertlikleriyle tanınıyordu ve onları tanıyan herkes tarafından seviliyorlardı. Küçük yaştan itibaren Koji, dövüş sanatına büyülenmiş. Dövüş sanatlarındaki eşsiz becerileriyle ülke çapında ünlü efsanevi Samuray Miyamoto hakkında hikayeler duymuştu. Koji, becerilerini geliştirmek ve hareketlerini pratik yapmak için sayısız saat harcadı. Tıpkı idolü gibi ünlü bir dövüş sanatçısı olmayı arzuluyordu. Dövüş sanatına olan tutkusunu fark eden anne babası, onu bölgedeki en iyi savaşçılardan bazılarını yetiştirme konusunda ünlü, saygın bir dövüş sanatçısı olan Sensei Takeda’nın dojosuna kaydettirmeye karar verdiler. ...